Sayfalar

22 Şubat 2018 Perşembe

dikkat! çok ağır sitem içerir.

bir sigorta şirketiyle görüşme yaptım bu hafta. çok şeker bir ik uzmanı ile tanışmış oldum. sonrasında ikinci görüşmeye de gittim ama bir takım eksik ifadelerim oldu gibi hissediyorum :( neyse, beklerken iş başvurularına devam...

çıkışında bir "arkadaş"a sürpriz yaptım, çalıştığı yer çok yakındı. bir süredir hiç konuşmuyorduk, konuşacak halimiz kalmamıştı sanırım. hani birine karşı çok büyük hisleriniz yoktur ve tanışma sürecinde ufak pürüzler de çıkınca üstüne gitmekten vazgeçersiniz ya, öyle bir durumdu tamamen. kendisi düzgün ve iyi bir insan ama benim aradığım kişi değil.

bankanın önüne kadar geldim. güvenliğe ismini söyledim ve bir süre sonra aşağı geldi. içerde bir kahve içtik, beni biraz binada gezdirdi. iyi bir görüşme oldu. zaten kaba veya küstahça davranacak biri olsa neden uğrayayım?

akşam ise yakın bir arkadaşım ile kanyon'daydık, onun iş çevresinden 2 kişiyle tanıştım. yemek yedik ve kahve içtik. eğlendim, sohbet güzeldi.

eskiden tanımadığım kişilerle rahat, kendim gibi olarak iletişim kuramazdım ben. çekinirdim ve bu da beni çok sessiz biri yapardı. komik bir şey söyleyemezdim, kibar kibar oturup ortama uyuyormuş gibi olmak için gülümserdim. o halimi hiç sevmiyordum gerçekten. çok aptal gözüküyordum bence.

iş hayatı benim kabuğumu biraz kırdı, sosyal olmaya zorladı; çünkü kaçamamıştım. evet, kaçamadığında kendinle yüzleşip güçleniyorsun aslında.

mesela üniversite dönemimi sorsanız, tam bir çöp. özgüven eksikliğim yüzünden az arkadaşım oldu, kantine veya bahçeye pek çıkmazdım, ders çıkışı annem beni okuldan alacaksa ve tek başımaysam tuvalette vakit geçirebiliyordum... evet, tuvalet. yanımda kimse yokken kendimi göstermek istemiyordum. belki güzel bulmuyordum kendimi ama çok da anlayamıyorum, emin değilim.

keşke 4 yılımı böyle heba etmeseydim ama o yıllar geçti, gitti.

üniversiteden en yakın arkadaşımla da yakın dönemde koptuk. o da biraz içine kapanık, sessiz, insanlara yaklaşmayan biriydi ama ben yakından tanıyınca çok tatlı ve sempatik biri olduğunu görmüştüm. zaman zaman kendini her şeyden izole ederdi, pek iletişim kurmazdı, ben ise onu hep anlamaya çalıştım. çalıştım ama ne oldu? yoruldum...

onun yanında her zaman olmaya çalışıyorken, onu merak ediyor ve dostluğunu hissetmek istiyorken, o kendini benden (ve çevresinden) soyutluyordu. hatta kimse pek dokunmasın istiyordu sanırım. depresyon da olabilir bunun adı fakat herkesin kendince yükleri var. ben mi çok mutluyum?

bir ilişkiyi güçlü yapabilen iletişimdir; kendinden vermek ve paylaşabilmektir. bugün sen benim yanımda değilsin, ne yapıyorum ve neler düşünüyorum hiç bilmiyorsun. sen sadece kendin yaşamıyorsun bu hayatı, her şey senin başına gelmiyor... benim de kötü dönemlerim var. azıcık başkası için bir şey yapabilirsin eğer değer veriyorsan. bir telefon açabilir ya da çok basit bir kısa mesaj atabilirsin. bu kadar bencil olamazsın.

ama hayatını böyle yaşamak veya haline üzülmek istiyorsan devam et arkadaşım. tek taraflı anca bu kadar yapabildim ben.

2 yorum:

  1. İş için hayırlısı olsun canım .Bencil insanlardan da uzak durmak en iyisi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim, inşallah güzel gelişmeler olsun.. mutlu günler :)

      Sil