Sayfalar

1 Kasım 2017 Çarşamba

kasım'da aşk, aralık'ta düğün! (şaka şaka)


kendimi dizilere vermiş bulunmaktayım. son olarak black mirror'a başladım ve stranger things'in yeni sezonu da gelince hafta içi ev programım epey bir canlanmış oldu. görsel black mirror'ın 1. sezon 3. bölümüne ait. şu ana kadar konu olarak en çok ilgimi çeken bölüm bu. (ikinci sezonun son bölümünde kaldım.)

yerli dizilerden de "denk gelirsem izlerim" tadında baktığım iki tane var; çukur ve ufak tefek cinayetler. ufak tefek cinayetler biraz big little lies uyarlaması ama farklı ana karakterlerle hikayeyi yeni bir kalıba koymayı başarmışlar. çukur'un sadece birinci bölümünü izledim ve biraz "yav he he" diyerek bitmişti ama belki sonraki bölümlerde affedilebilir... şans verelim :)

dizi izlemek dışında, hala elimin altında şu kitap duruyor. bitmiş değil henüz ama çok az kaldı. düşünce şeklini değiştirmeye, yani kısaca iyi düşünmeye ve bilinçaltının gücünü kullanmaya yönelik bilgiler veren bir kitap. her gece kendi içimde uygulamaya çalışıyorum ve bana yardımı oluyor.

ben yeniden hatırladım ki; iyi düşünmeye, iyi hissetmeye mutlaka ihtiyacımız var. biz inandıkça hepsi gerçekleşecek. kalıplaşmış düşüncelerimiz, inançlarımız, korkularımız yüzünden yapabileceklerimizi imkansız hale getiriyoruz. deneyimlerimizi düşüncelerimiz yaratıyor ve alıştığımız düşünce biçimi yüzünden başarısız, zayıf, sevilmeyecek (gibi gibi) biri olduğumuz yargısına varıyoruz. neden bu senaryonun içinde sıkışalım ki?

mutluluk elbette gelir/gider ama yarattığımız kalıpları bulmalı ve hepsinden kurtulmalıyız. o zaman düşüncelerimiz güzelleşecek, yeni deneyimler elde edeceğiz.