eğer işler umduğum gibi gitseydi önümüzdeki hafta birkaç günlüğüne almanya'ya gidecektim ve bilerek biletimi noel zamanına denk getirmiştim. fakat geçtiğimiz günlerde gerçekten hayallerin suya düşmesi durumunu yaşadım. olaylar yavaş yavaş kontrolden çıktı... ve sonuçta biletimi yakmam gerekti. sağlık olsun... önemli olan bilet değildi zaten. harcadığım çaba ve özveri bundan çok daha değerliydi. kısmet diyelim.
yılın son ayı yaklaşıyor... 2018 nasıl geçti dersek;
- bu sene aldığım en iyi karar kesinlikle kursa yazılmaktı.
- yurt dışı tatillerim oldu. bulgaristan'a ve sırbistan'a ilk defa bu sene gittim ama galiba favori tatilim kıbrıs'tı çünkü manyak bir otel odamız vardı.
- 4 düğüne katıldım. kuzenimin düğününde gelin çiçeği aslında bana doğru gelmişti ama teyzenin biri elimden çekiştirdi ve alarak abidik gubidik bir tavırla ortada dans etti. hatırladıkça sinir olunası bir an!
- anksiyetem tetiklendiği için zor anlar yaşadığım oldu.
- geceleri yutkunma hissim var. biraz garip aslında, psikolojik bir durum da olabilir. kbb ne verdiyse kullandım, bir türlü geçmedi.
- iş görüşmelerim olumsuz sonuç verdi. şu an çalışmak da çok içimden gelmiyor sanırım.
- oyun oynadım, daha çok oyun oynadım... ve pubg hayatımı değiştirdi dkfjhs
- diziler, filmler izledim. blogda da anlattım kimi zaman.
- yemek yapmaya meraklı biri değilimdir ama biraz biraz ilgilenmeye başladım. brokoli çorbası gibi, kaşarlı mantar gibi :) öyle basit şeyler yani...
- diş dolgum birkaç kez düştü, hatta geçtiğimiz cumartesi yine dişçideydim.
- parfüm tercihi olmayan birinden parfümsüz dışarı çıkmayan birine dönüştüm. insanın kendine ait, sevdiği bir koku olması ne güzelmiş yahu.
- bir günde en fazla sigara içme rekorum da yine bu yıl içinde! ben sigara sevmeyen ve kullanmayan biriyim. ama o gün artık nasıl bir kafadaysam casino'da "bir tekila, bir sigara daha!" diyerek salıverdim aklımın iplerini dfkjgh ama ne salmak, her şey dönüyordu o gece.
genel olarak benim için sakin, sorunsuz, rahat bir yıldı. şükürler olsun ki...
2018 için puanım 6/10.
28 Kasım 2018 Çarşamba
15 Kasım 2018 Perşembe
son izlediğim filmler
son günlerde annemle birkaç film izledik ama bir kısmında annem yine uyukluyordu :) bu filmlerden bahsedeceğim bir post olacak ve başlıyorum...
Les Choristes (2004)
nasıl daha önce hiç duymamış ve görmemişim, inanamıyorum! gerçekten samimi ve etkileyici bir film. bunu öyle laf olsun diye demiyorum. hani "hayat güzeldir" filminde izlediğimiz baba figürü vardı ya, bu filmde erkek çocuklarının kaldığı yatılı okula gelen yeni gözetmen de onun resmen bir benzeri diye düşünüyorum. zaten tipi de o kadar tatlı ve tonton ki...
bu güzel adam öğrencilerin ruhuna müzik ile dokunuyor ve kurduğu sınıf korosu ile her bir öğrenci aslında kendi değerini görmüş oluyor.
izleyeceğiniz zırıl zırıl ağlatacak bir dram değil. yer yer duygusal, yer yer komik, yer yer ise "aman allahım, ne şirin bu adam" diyeceğiniz bir film :) yani ben öyle dedim ama tabii siz demek zorunda değilsiniz.
ayrıca müzikleri de bir o kadar güzel... şuraya link koyalım, buyrun tık tık!
https://youtu.be/cVWGsc07LDA
The Help (2011)
emma stone sevdiğim bir oyuncu ve onu sevimli rollerde görmek gerçekten hoşuma gidiyor. 1960'lı yıllarda geçen film zengin beyazların evinde çalışan siyahi yardımcıların yaşadığı aşağılanma ve ırkçı tutumu konu alıyor. bir gün bizim emma yani filmdeki adıyla skeeter, bu çirkinliğe maruz kalan kadınların hikayesini yazmaya karar veriyor. sonrasını da artık izleyince öğrenin :)
Timer (2009)
romantik komedi ama biraz da fantastik! düşünün ki, ruh eşinizle ne zaman karşılaşacağınızı gösteren bir sayaç var ve beklemeniz gereken süreyi öğreneceksiniz. belki 10 gün, belki seneler... işte bu filmdeki sarışın kızımız da 30 yaşın verdiği gerginlik ve "ne olacak bana" endişesiyle bu bilinmezliği ortadan kaldırmak istiyor. çıtır çerez bir film ama konusu ilginç :)
Decoding Annie Parker (2013)
önce annesini, sonra da kız kardeşini kanser yüzünden kaybeden bir kadının sıra ona geldiğinde meme kanserine yenik düşmemek için gösterdiği çabaya, hırsa, inanca şahit olacaksınız. film biraz ağır gelebilir ancak konu ışığında kadınları bilinçlendirecek, farkındalık yaratacak bir film...
Les Choristes (2004)
nasıl daha önce hiç duymamış ve görmemişim, inanamıyorum! gerçekten samimi ve etkileyici bir film. bunu öyle laf olsun diye demiyorum. hani "hayat güzeldir" filminde izlediğimiz baba figürü vardı ya, bu filmde erkek çocuklarının kaldığı yatılı okula gelen yeni gözetmen de onun resmen bir benzeri diye düşünüyorum. zaten tipi de o kadar tatlı ve tonton ki...
bu güzel adam öğrencilerin ruhuna müzik ile dokunuyor ve kurduğu sınıf korosu ile her bir öğrenci aslında kendi değerini görmüş oluyor.
izleyeceğiniz zırıl zırıl ağlatacak bir dram değil. yer yer duygusal, yer yer komik, yer yer ise "aman allahım, ne şirin bu adam" diyeceğiniz bir film :) yani ben öyle dedim ama tabii siz demek zorunda değilsiniz.
ayrıca müzikleri de bir o kadar güzel... şuraya link koyalım, buyrun tık tık!
https://youtu.be/cVWGsc07LDA
The Help (2011)
emma stone sevdiğim bir oyuncu ve onu sevimli rollerde görmek gerçekten hoşuma gidiyor. 1960'lı yıllarda geçen film zengin beyazların evinde çalışan siyahi yardımcıların yaşadığı aşağılanma ve ırkçı tutumu konu alıyor. bir gün bizim emma yani filmdeki adıyla skeeter, bu çirkinliğe maruz kalan kadınların hikayesini yazmaya karar veriyor. sonrasını da artık izleyince öğrenin :)
Timer (2009)
romantik komedi ama biraz da fantastik! düşünün ki, ruh eşinizle ne zaman karşılaşacağınızı gösteren bir sayaç var ve beklemeniz gereken süreyi öğreneceksiniz. belki 10 gün, belki seneler... işte bu filmdeki sarışın kızımız da 30 yaşın verdiği gerginlik ve "ne olacak bana" endişesiyle bu bilinmezliği ortadan kaldırmak istiyor. çıtır çerez bir film ama konusu ilginç :)
Decoding Annie Parker (2013)
önce annesini, sonra da kız kardeşini kanser yüzünden kaybeden bir kadının sıra ona geldiğinde meme kanserine yenik düşmemek için gösterdiği çabaya, hırsa, inanca şahit olacaksınız. film biraz ağır gelebilir ancak konu ışığında kadınları bilinçlendirecek, farkındalık yaratacak bir film...
13 Kasım 2018 Salı
jüpiter yay burcunda!
8 kasım'da jüpiter yöneticisi olduğu yay burcuna geçti. bizler de doğum haritamızda yay'ın bulunduğu evin konularına göre hayatımızda etkilerini hissedeceğiz.
tek tek bütün evlerinizi görmek isterseniz www.astro.com üzerinden doğum haritanızı çıkarabilirsiniz. evlerin anlamları ve konuları birbirinden farklı. eğer kişisel bir öngörü yapmak isterseniz, bu evlere hakim olmanız gerekiyor. tabii haritayı oluşturabilmek için de doğum saatiniz net olmalı :)
jüpiter gezegeninin ve yay burcunun özelliklerini de göz önüne alarak, yay'ın haritamızda bulunduğu alana dair bir yorum yapmak isabetli olacaktır. örneğin benim 5. evimde olduğuna göre benim hayatımı aşk, flört, hobi, eğlence yönünde etkileyecek gibi gözüküyor.
jüpiter astrolojide en büyük yardımcı, "büyük iyicil" sayılıyor. transit boyunca haritada tetiklediği eve göre bereket getireceği alan şekillenecektir. ancak dikkat edilmesi gereken konu ise jüpiter'in şişirme eğilimidir. yani vurguladığı tema ile ilgili olarak abartı istekler oluşabilir, konu gereksiz büyüyerek kontrolden çıkabilir. her türlü aşırılıktan kaçınmakta fayda var kısacası!
tek tek bütün evlerinizi görmek isterseniz www.astro.com üzerinden doğum haritanızı çıkarabilirsiniz. evlerin anlamları ve konuları birbirinden farklı. eğer kişisel bir öngörü yapmak isterseniz, bu evlere hakim olmanız gerekiyor. tabii haritayı oluşturabilmek için de doğum saatiniz net olmalı :)
jüpiter gezegeninin ve yay burcunun özelliklerini de göz önüne alarak, yay'ın haritamızda bulunduğu alana dair bir yorum yapmak isabetli olacaktır. örneğin benim 5. evimde olduğuna göre benim hayatımı aşk, flört, hobi, eğlence yönünde etkileyecek gibi gözüküyor.
jüpiter astrolojide en büyük yardımcı, "büyük iyicil" sayılıyor. transit boyunca haritada tetiklediği eve göre bereket getireceği alan şekillenecektir. ancak dikkat edilmesi gereken konu ise jüpiter'in şişirme eğilimidir. yani vurguladığı tema ile ilgili olarak abartı istekler oluşabilir, konu gereksiz büyüyerek kontrolden çıkabilir. her türlü aşırılıktan kaçınmakta fayda var kısacası!
9 Kasım 2018 Cuma
zalım venüs
dişimdeki dolgu 435. kez kırıldı ve yine dişçi yolu gözüktü bana. bu dişçi de olmasa fatih'e yolum düşmez zaten, çocukluğumdan beri dişlerimle kendisi ilgileniyor :) neyse, yarın yine gidiyoruz... bir de fatih pidecisi'ne uğrarız belki ama dolgumu riske atmamam lazım.
zaten şu an ön dişim kırık olmasına rağmen dudağımı kemirmem de normal değil, galiba benim olayım bu. mantıklı davranamıyorum blog.
bu ara venüs retro, duyanlar duymuştur. duymayanlar da bunu okuyunca anlayabilir neden aşk meşk işlerinin birkaç gündür boka sardığını. 17 kasım'a kadar böyle anacım, sonra da başka gezegen retro olacak ama venüs daha mühim biz bekarlar için ksdjf
bu hafta müslüm'ü izledik annemle. bence iyi kıvamda bir film. kadına şiddetin normalleştirildiğine dair pek çok yorum var, ancak bu bir hayat hikayesi. filmi bu bağlamda ele alırsak normalleştirme veya müslüm babaya özel bir yaklaşım yok. sonuçta adamın kendi hikayesi, hayatı işlenmiş. hayatının iyi/kötü, doğru/yanlış her kesiti ekrana yansıtılmış ve saklanmamış. merak edenler varsa sinemada izlemeleri keyifli olacaktır. özellikle haydar haydar'ın çaldığı sahne çok kalp çok! <3
zaten şu an ön dişim kırık olmasına rağmen dudağımı kemirmem de normal değil, galiba benim olayım bu. mantıklı davranamıyorum blog.
bu ara venüs retro, duyanlar duymuştur. duymayanlar da bunu okuyunca anlayabilir neden aşk meşk işlerinin birkaç gündür boka sardığını. 17 kasım'a kadar böyle anacım, sonra da başka gezegen retro olacak ama venüs daha mühim biz bekarlar için ksdjf
bu hafta müslüm'ü izledik annemle. bence iyi kıvamda bir film. kadına şiddetin normalleştirildiğine dair pek çok yorum var, ancak bu bir hayat hikayesi. filmi bu bağlamda ele alırsak normalleştirme veya müslüm babaya özel bir yaklaşım yok. sonuçta adamın kendi hikayesi, hayatı işlenmiş. hayatının iyi/kötü, doğru/yanlış her kesiti ekrana yansıtılmış ve saklanmamış. merak edenler varsa sinemada izlemeleri keyifli olacaktır. özellikle haydar haydar'ın çaldığı sahne çok kalp çok! <3
4 Kasım 2018 Pazar
anladım ki
anladım ki; benzer yaralar insanları birbirine daha da yakınlaştırıyormuş. ondaki duyguyu görmek ve anlamak kolaylaştırıyormuş her şeyi. paylaşımlar o zaman artıyor ve o kişi senin hayatında özel bir yere sahip oluyormuş.
bu satırları sevdiğim bir dostumu düşünerek yazdım. bana sırlarını açmış, benden manevi destek beklemiş, göründüğü kadar güçlü olmadığını göstermekten çekinmemiş bir dostum için... ben onu bir süre önceye kadar gerçekten duygusuz, sert, pervasız biri sanırdım; çünkü zayıflığını, kırılganlığını gizleyen ve acılarını bastırmış birisiydi. ben ise hassaslığımı 10 km öteden dahi gösteren biriyim :)
ama hayat düz bir çizgi değil; dikenler, yokuşlar, çukurlar, çıkmazlar var. çoğu zaman kontrol etsek bile bazen sıkılıp, bazen yanılıp, bazen bahaneler bulup savruluyoruz.
bu bir deneyim, bu hepimiz için bireysel bir mücadele. yanlışlar yapabiliriz, doğrular da. bu yol maalesef bir "mutluluk" yolu değil ama mutlu olmaya çalıştığımız bir yol... planlar yapmaktan da hayaller kurmaktan da bu yüzden vazgeçemeyiz.
bu satırları sevdiğim bir dostumu düşünerek yazdım. bana sırlarını açmış, benden manevi destek beklemiş, göründüğü kadar güçlü olmadığını göstermekten çekinmemiş bir dostum için... ben onu bir süre önceye kadar gerçekten duygusuz, sert, pervasız biri sanırdım; çünkü zayıflığını, kırılganlığını gizleyen ve acılarını bastırmış birisiydi. ben ise hassaslığımı 10 km öteden dahi gösteren biriyim :)
ama hayat düz bir çizgi değil; dikenler, yokuşlar, çukurlar, çıkmazlar var. çoğu zaman kontrol etsek bile bazen sıkılıp, bazen yanılıp, bazen bahaneler bulup savruluyoruz.
bu bir deneyim, bu hepimiz için bireysel bir mücadele. yanlışlar yapabiliriz, doğrular da. bu yol maalesef bir "mutluluk" yolu değil ama mutlu olmaya çalıştığımız bir yol... planlar yapmaktan da hayaller kurmaktan da bu yüzden vazgeçemeyiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)